30 AĞUSTOS
27 Ağustos 2021, Cuma 15:41Hep merak etmişimdir
Acaba Gazi Paşa geceleri başını yastığa koyduğunda gözlerinin önüne neler gelirdi?
57. alay içinde güzel türkü söyleyen erin parçalanışı,
Filistin çöllerinde açlıktan ölen arkadaşı
Bitlis’te gözleri önünde toprağa yığılan can dostu
Canı pahasına savunduğu Çanakkale’den geçip İstanbul’u işgal eden gemiler
Sakarya meydanlarındaki kan ve acı
İçinde yaşlılar, çocuklar, kadınlarla dolu ateşe verilmiş camiler okullar
Harabeye dönmüş yüzlerce köy
Yol kenarlarında kılıçtan geçirilmiş bebekler
***
Büyük Taarruz 30 Ağustos deyip geçiyoruz
450 kilometre boyunca taarruz eden askerin ve Gazi Paşa‘nın gördüğü manzara bu
Ordumuz taarruz ettikçe düşman kaçıyor fakat;
Önündeki evleri yakarak,
İnsanları katlederek,
Taarruz eden asker köyünden geçerken hanımını, yanmış yavrusunu
Paramparça edilmiş cesetleri, komşularını, akrabalarını görerek geçiyor
Gözyaşları ile taarruza devam ediyor.
Duramaz çünkü…
Devam etmezse bu zulmü engelleyemez bilir
İzmir’e giren süvari birliklerinin yüzlerine dikkat ettiniz mi hiç?
Hiçbirinin yüzlerinde bir gülümseme bile yok.
Alt üst olmuş bir psikoloji ile gözleri önünden gitmeyecek acı ile gelmişlerdir çünkü
Buna rağmen çelik gibi iradeyle durmadan ilerliyorlar
Verilen emirden çıkmadan asayişi bozmadan
30 Ağustos.
İşte gerçek yaşananlar.
Gazi Paşa başını yastığa koyduğunda
Akli dengesini yitirmek için sayısız sebebi varken o
Akıl ve irade ile devlet kurmuş yönetmiş kalkındırmış
Küllerinden doğan acılarıyla yoğurulan yeni bir devlet
Ona bu gücü veren.
Aklını yitirmemesine sebep olan tek şey vatan ve millet sevgisidir
Gözünün önünde milletinin masum yanmış cesetleri
Aklında bir daha milletinin bu acıları yaşamaması için alacağı önlemler
Devrimler
Geçmişi tekrar yaşamamak için geleceği inşa etmeliydi sağlam kurallarla
Gazi paşa vatan ve millet aşkı ile sağlam temeller attı 30 Ağustos’ta
Rabbim hepsinden razı olsun
Saygı ve rahmetle dualarla anıyoruz
***
Askerin üstünü başını görseniz ağlardınız
Ağustos ayı hava kavurucu sıcak
Otlar iyice kavrulmuş ayakları yakıyor
Ayaklar çıplak
Sivrihisar’a yakın bir yerde mola verdik
Gece gizlice kasabaya gittim
Zifiri karanlık
Bir evi fener ışığı aydınlatıyor
Evin kapısını çaldım
Kapıyı açmakta tereddüt ettiler
“Korkma ben Türk askeriyim” dedim
“Ayağımda ayakkabı yok ayağıma giyecek bir şeyler ver “ dedim
Tesadüf orası yemenici dükkanıymış
Bir çift yemeni verdi
Sardım ayaklarıma
O kadar rahat etti ki ayaklarım
Bana artık karada ölüm yoktu
Birliğime adeta uçarak gittim
Vatanın kıymetini bilin
Biz bu vatanı çok zor şartlarda kurtarıp size teslim ettik
İstiklal savaşı gazisi Yusuf dedenin anlattıklarını aktardım
Rabbim razı olsun hepsinden
***
Eylül geldi çattı
Kapıyı bile vurmadan geliyor
Hüzün ayıdır Eylül
Ama biz bu sene çok yaşadık hüznü
Sen yapma en azından
Acılarımız bu kadar tazeyken
Yapraklarını dökerken ağlatma bizi bu defa
Sararma erkenden
Yeşillenemedik yandık
Sen bizi sarılara boyayıp daraltma
Ilık esen rüzgarınla götür tüm derdi tasayı yurdumdan
Hoş gel Eylül…
Selam ve dua ile
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum