KASIM

Sana bir sır vereyim mi kadın arkadaşım;

Çok yürek tüketme

Her sorunu çözmeye çalışma

Enerjini kendine harca

Keşke dediğin şeylere takılma

İyi ki dediklerini sık sık yap

Kimseyi memnun etmeye çalışma

Özverilerin için madalya bekleme

İşler bitmez mola ver al eline kahveni çık açık havaya

Herkesin nabzına göre şerbet hazırlama

Neden biliyor musun?

Zaman senden hızlı koşuyor

Ve bir gün gelecek

Eyvahhh! diyeceksin yaşlanmışım

Ne kadar yolum var bilmem ama yoruldum ben diyeceksin

Sonra bakacaksın etrafına

Bir kendin, ilaç poşetin ve hayal kırıklıkların yanında kalan

Gözünden de iki damla yaş düşecek ya

Hah işte!

o yaşı düşürmemek için gözünden bu sırrı iyi sakla...

***

Yine aylardan kasım demiş şair…

Yağmurlarla geldi ve

Mis gibi toprak kokusu

İnsan sever toprak kokusunu çünkü hamuru toprak

Dönüşü toprak…

Soğuktur Kasım

Sıkı giyinseydin der

Şemsiyeni yanında taşısaydın der

Güneşime aldanmasaydın der

Eylül, Ekim gibi nazlanmaz öyle

İliklerine kadar işler soğu

Hem bırakın eylül, ekim yalnızlığını, kasım aşklarını

Sonbahar doğalgaz faturalarının habercisidir…

Satır sonuna emoji koymak isterdim

Espiri bi yana

Bir gece evinizde üstünüzü örtmeden yatın yeter,

Ertesi gün sokaktaki insanlara ve hayvanlara bakışınız değişir, göreceksiniz

Geçen yıl bir ev ziyaretinde kış günü hem de iki küçük kız çocuğu olan eve misafir olmuştuk

Dışarısı buz evin içi de buz gibiydi

Ödeyemediklerinden hiç açmadık ki abla dedi

Ürperdik adeta

Çevremize özelliklede soğuk aylarda duyarsız olmayalım ne olur

Bizler sıcak evlerimizde, iş yerlerimizde sıcacık çaylarımızı yudumlarken

Onlar buz gibi evlerde titreyerek yaşamaya çalışıyorlar

Karınca misali küçücük bir adım atabilsek

Kaç mutlu yüze sebep olursunuz inanın

Komşusu açken tok yatan bizden değildir

Unutmayalım!

***

Küçüklüğümüzde yün döşekler serilirdi soba kenarına…

Üzerimize bizden ağır yorganlar örtülürdü ve başımızı o taş gibi yastıklara koyduğumuz gibi uyurduk

Büyüyünce konforlu yataklarımız, pofuduk yastıklarımız oldu

Yastıklarımız ve yorganlarımız hafifledi ancak bu kez hayat tüm ağırlığı ile bindi omuzlarımıza…

Önce uykumuz sonra da ağzımızın tadı terk etti bizi.

Çok şeyin tadını bilmeden büyüdük ama sevgi hiç eksik olmadı kursağımızdan

Çünkü yürekleri ile beslediler bizi anne ve babalarımız

İşte tam da bu yüzden geriye bakınca ilk aklımıza gelen yaşadığımız o yoksulluk, yokluk değil.

O yoksulluğun bile üstünü örtebilen ailemizin kocaman yürekleriydi.

Ve annelerimiz hep haklıydı, büyüdükçe arttı dertlerimiz.

Çok yoruldum be annem…

Yatayım dizine, kucağına sığmasam da

Bir varmışla başla, yokmuşlara kadar uyurum nasılsa

***

Bir dua serinliği ile kapatalım o zaman

Allahım!

Geçmişte yaşadığım sıkıntılara gösterdiğim sabrımı

Bana vereceğin hayırlar için vesile kıl.

Geri kalan ömrümde,

Yüreğim ile aklım arasında kalacağım her durumda

Alacağım kararların hayırlı olması için gönül gözümü açık tut.

Dili ile yüreğinden ayrı konuşanları,

Yolun yarısında elimi bırakacakları 

Ve sonunda

“tanıyamamışın seni”… diyeceğim insanları çıkarma yoluma…

Niyetim gibi akıbetimi de

Yolum gibi solumu da hayırlı kıl

Selam ve dua ile kal Çerkezköy