KIZ DOĞDU
16 Ekim 2021, Cumartesi 13:23Öğreniyorum her gün yeni bir şeyler…
Bazen tanıyor sandıklarımın bir yabancı olduğunu…
Bazen keki kabartmanın püf noktalarını…
Bir gün gülerken aynı anda ağlamayı…
Başka bir gün ıspanaktaki demir miktarını…
Bazen hayatta tek başına kalmanın zorluğunu…
Diğer gün tek başına da yaşanabileceğini…
Sevdiklerim uğruna çırpınmanın ertesi gün unutulacağını…
Hatta “çırpınmasaydın” cümlesi ile nasıl yerle bir olunacağını…
Öğrendiklerimden bir diğeri de ıspanaktaki demir yetmiyormuş
Güçlü olmak için daha fazlası gerekiyormuş!
***
Yaşadıklarınız için pişman olmayın
Yaşadınız geçti gitti.
Elimizde ya da değildi ama oldu bitti
Hepimiz yapıyoruz işte ne yapalım.
Üzüldüğünüz de her neyse bir tarafa bırakın.
Mümkünse kaldırın atın.
Sizi üzen, hayal kırıklığına da uğratanları da aklınızdan çıkarın.
Yanınızda olmayanı aklınızda taşımayın.
Değer bilmeyenler içinde hamallık yapmayın…
Haksız mıyım?
Bence haklıyım.
***
Kalabalık bir ortamda herkesin sustuğu bir an olursa biri seslenir; ”kız doğdu!”
Doğumda bebek erkekse sevinç çığlıkları atılır.
Yüzler güler,
Alkış sesleri duyulur.
Bebek kız ise suratlar asılır.
Kimsenin ağzını bıçak açmaz.
Susulur…
Beklenen haber gelmemiştir!
Bu yüzden suskunluk anında “kız doğdu” denilir
Doğan bebeğin aldığı ilk nefesinde yaşadığı bu ayrımcılıktan haberi yoktur ama çocukluğunun, her yeni yaşında bu uçurumun kenarından geçecek bu ağırlığı hissedecektir…
Okula gönderilmeyecek,
Yeteri kadar sevilmeyecek,
Cinsel istismara uğrayacak,
Çocuk yaşta evlendirilecek,
Birini sevmesi “namussuzluk” olacak.
Erkek çocuklar tabanca ile oynarken,
O hep oyuncak bebeğini sallayacak.
Büyüdüğünde de “kadın cinayeti” haberinde adı geçecektir!
Bir kız çocuğu uzay oyuncaklarının sergilendiği odaya girmek istiyor.
Bir zamanlar kendisi de kız çocuğu alan annesi elinden çekiştirerek; “gel kızım burası erkek çocukları için”
***
Acı ama gerçek.
Dışarıdaki duvarları yıkmak kolay,
Önemli olan içerdekileri yıkmak.
Kız çocuklar için o duvarları yıkmaya çalışanlara sonsuz minnet duygusuyla…
***
Dara düşmemiş,
Ayaz yememiş,
Fırtınaya tutulmamış,
Acılarla sınanmamış,
Hayatın iniş çıkışlarıyla karşı karşıya kalmamış,
Diplere inmemiş,
Zirveyi görmemiş inşa yoktur hayatta.
Mesele her koşulda dimdik durmakta.
Aslında hayat bu kadar basit bir şeydi işte.
Yaptıklarımız,
Yapmak istediklerimiz,
Özlediklerimiz,
Pişmanlıklarımız,
Onardıklarımız,
Kanayan yaralarımız,
Hepsi alında küçük şeylerdi ama
Ulaşamadıkça,
Çözemedikçe,
Yenemedikçe,
Bize kocaman geliyordu.
Sevildiğini bilmek,
Vicdanının rahatlığı,
Bir tabak pilav,
Sağlıklı bir nefes,
İşte hayat…
***
Ne güzel bir cümle
“sen bilirsin“
Sıfır sorumluluk,
Sonsuz huzur.
Kim ne yapmak istiyorsa
Gönlü nerde hoş olacaksa orda olsun.
Kimsenin huzurunda mutluluğunda gözüm yok.
Kimseyi yolundan çevirmek gibi çabalarım yok.
İçsel huzurun,
Kendi yağında kavrulmanın,
Kendi kabuğuna çekilmenin hastasıyım.
Bugünlerde o kadar çok kullanıyorum ki,
“Sen bilirsin” deyip geçiyorum.
Size de tavsiyem,
Denetin derim.
Selam ve dua ile…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum