NORMALLEŞME Mİ?

Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi süreci aşılmaya çalışılıyor. Normalleşme gerçek bir normale dönmeden ziyade ekonomik zorunlulukların dayatması. O kadar zor günler geçiriyor ki insanlar “Çalışayım, tencerem kaynasın, çocuklarımın yüzü solmasın da ne olursa olsun” diyorlar.

***

Oysa ekonomik destek tam manası ile sağlanabilse belki normalleşme süreci aylar sonrasına ötelenebilirdi. Belki haziranın da evde geçirilmesi ve özellikle yurtdışı seyahatlerinin daha kontrollü olması, sıcakların artması ile ikinci bir dalganın önüne geçebilirdir. Ancak dünya normalleşme kararı alınca biz de geri duramadık.

***

Şimdi işten çıkarma yasağı 3 ay daha uzatıldı. Peki, işveren bu yasağa uymayarak işten çıkartır ise cezası 2943 TL. Bu caydırıcı ceza karşısında el mahkûm işçi çıkartamaz işveren dersek inanacak bulamayız sanırım.

***

Kontrollü sosyal hayat hastalığın davetçisi. O kadar rehavete kapıldık, evlerde o kadar bunaldık ki piknikler, denizler vs. çoktan başladı. Hastalığın ikinci bir dalga ile yayılmaması kaçınılmaz gibi görünüyor. Allah’tan yağmur evden çıkmaya pek fırsat vermiyor da bir nebze sınırlı oluyor kalabalıklar içini karışmak.

***

Yaşanılan tüm sürecin sevindirici yanı ise sağlık çalışanlarının virüsü tanıyarak daha kontrollü müdahalede bulunabilmesi. Daha hızlı teşhis ve daha doğru tedavi yöntemleri ile hastalığın hastalar üzerindeki şiddetinin belli bir ölçüde azaldığı, hastalığın daha hafif seyrettiği aldığımız duyumlar arasında.

***

Özellikle ilçemizde maske ve sosyal mesafe kurallarına pek uyulmadığını üzülerek belirtmek gerek. Oysa ülkenin her yerinde vaka sayılarının giderek arttığı şimdiden söylense de kuluçka süresinin dolacağı önümüzdeki hafta içinde sayıların çokça artacağı olası görünüyor.

***

“Boş vermişlik” ve “bana bir şey olmaz “ düşüncesindeki vatandaşlar da umarız virüsü en sevdiklerine bulaştırmanın doğuracağı vicdan azabının ağırlığını düşünerek daha dikkatli davranır diye ümit ediyoruz.