Reklamı Geç
çetintaş ticaret
Tekirdağ
21 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    33.09
  • EURO
    36.10
  • ALTIN
    2596.3
  • BIST
    11131.02
  • BTC
    63525.102$

SİYASETÇİLER VE YAPI SAHİPLERİ

20 Şubat 2023, Pazartesi 17:47

Depremin üzerinden iki hafta geçti. Biz aslında ne yapmak istiyoruz? Bütün konuşmalarımızda toplumun iki önemli aktörünün davranışlarını değiştirmek istediğimiz aşikâr. İlki siyasetçilerin karar verme davranışları, ikincisi yapıları inşa edenlerin ve buna sermayesini koyanların davranışları. Davranışlarını değiştirmek istediğimiz bu iki aktörün bundan sonraki davranışlarını kaybettiğimiz binlerce vatandaşımız ve yarattığı tarifsiz acı değiştirebilecek mi? Öyle bir sistem olmalıdır ki o kişilerin ahlaki değerlerine, bilgilerine bilmiyorlarsa da onların zaaflarına, vurdumduymazlıklarına ya da çıkarlarına yani onların vicdanına ve ahlakına bırakılmayacak bir sistem olmalı!

***

1999 depreminde bazı şeyler kısmen yapılsa da bahsettiğimiz kişilerce benzer davranışların aynen sürdürüldüğünü görmek maalesef mümkün. Demek ki bizim konuşma biçimimizde bir problem var. Acaba bizim konuşmadığımız ve esas olan bazı şeyler mi var? Konuşmadığımız şeyleri değiştirmeden istediğimiz davranış şeklini yaratamayız diye düşünüyorum. Sevgili okurlar bütün deprem felaketinden beri yapılan televizyon tartışmalarında şöyle bir vurguyu görüyorum; şu yapılması gerekiyor, bunu bu yapmamış vs. O zaman şöyle bir öneri yapacağım; Suçlu değiştirelim. Bütün sorunun çözümünü bir ahlak sorununa ve bir cezalandırma sorununa indirgiyoruz. Bu asla bir çözüm olamaz. Esas soru, bunu ihlal eden insanlar bilgileri olmadığı için mi bunu ihlal ettiler? Kolonları kesenler bunun tehlikeli olduğunu bilmiyorlar mı? Göçmeler nasıl olmuş, taşıyıcılar nasıl yetersiz kalmış, kalitesiz betonlar, yetersiz donatılar, bilinçsiz işçilik… Baktıkça o kadar gösteriyordu ki kendisini. Perde yok kolon kiriş birleşimleri zayıf, rijitlik merkezi yanlış yerde, yapılar burulmuş ve daha nicesi… Onbinlerce kişi sordu bu soruları kendisine. Kimi yardımlar için seferber oldu, kimi dualarından eksik etmedi. O minicik çocukların umut dolu bakışlarını bir kez daha karanlık enkazlar altında görmemek için. Şimdi hep birlikte ayağa kalkma zamanı. Yarın değil hemen şimdi! Sorun acaba nasıl konuşulmalıdır? Biz açıklamalarımızı çoğaltmak değil, azaltmak durumundayız. Azalttığımız açıklamaları bir stratejiye bir politikaya dönüştürebilmeliyiz ve bu konuda ısrarcı olmalıyız. Kalın sağlıcakla…

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum